10 Aralık 2014 Çarşamba

MGK kararları Cemaat tabanına nasıl yansır? *




30 Ekim’deki MGK Toplantısı, aslında bizlere yeni hegemonya’nın düşman algısının içeriğine ilişkin ipuçları vermesi bakımından da dikkate alınmalı. Meselâ Bülent Arınç MGK sonrası basın toplantısında “legal görünümlü illegal yapılanma” şeklinde ilginç bir cümle kullandı. Bunu da bir “hukuk terimi” olarak ifade etti. Sadece bu bile bizlere gösteriyor ki, bir zamanlar Gülen Cemaat’ine emanet edilen “hukuk sopası”, bundan böyle hükümet tarafından cemaat mensuplarının başlarında sallanan bir kılıca dönüştürülecek.

Hükümet, 17 Aralık’tan beri her türlü imkânı da arkasına alarak, başarılı bir algı operasyonuyla kendi düşmanını kendi karşısında yarattı. Bu esasen, kendi meşruiyetini sağlama ve Cemaat başta olmak üzere tüm muhalefeti meşruiyet dışına atma çabasıydı. Erdoğan Gülen Cemaati’ni, Türkiye’nin önündeki “en büyük tehdit” olduğunu kabul ettirmeye çalışıyor. Cemaat’in MGK Bildirisine sokulması da bu algıyı meşrulaştırma çabasından başka bir şey değil. Böylece Gülen Cemaati, “hükümet meselesi” olmaktan çıkıp bir “devlet meselesi” haline de getirilecek.

Yine aynı yanlış bilinç operasyonunu kendi seçmen kitlesi üzerinde de başardı ve iki seçim kazandı. HSYK Seçimleri de zaten bu bakımdan önemliydi. Şimdi sıra, elindeki “meşru” kuvvetleri (yargı, emniyet gibi), daha etkin biçimde kullanmaya geldi. Örneğin Arınç aynı toplantıda Cemaat için “böyle tanımlandığı ve bilindiği halde, sonradan değişmiş, farklılaşmış bir yapı içerisine bürünmüş ve yasalara aykırı eylem yapma noktasına gelmişse o zaman bunlara karşı tedbir almak devletin bekası bakımından fevkalade önemlidir. Şüphesiz, bu konuda hükümetimiz üzerine düşeni yapacaktır” da dedi. Sonuç olarak Türkiye’de içerisinde “devletin bekâsı” kavramının geçtiği cümleleri kuran muktedirlerin bundan önce hangi tedbirleri aldığını bilenler için, bundan sonra neler olabileceğini tahmin etmek hiç de güç değil.

Cemaat ise, 30 Mart Seçimleri öncesinden beri köşesine çekilmiş durumda. Cemaat tabanının bütün bu gelişmelere ne tepkiler verdiğine gelirsek, ortada MGK Bildirisi’yle de neler yapacağını anlatan bir hükümet varken, Cemaat mensuplarının kendilerini artık ya daha fazla gizlemeleri ya da saf değiştirmiş görünmeleri gerekiyor. İlk seçeneği tercih edenler köşelerine çekilmiş durumda ama yine de ikinci seçenek daha fazla işleme konulmuş gibi duruyor. Zaten bu sebeple Cemaat’e yakın veya sempati duyduğunu bildiğimiz pek çok kişinin “paralelci” damgası yememek için olur olmaz her durumda ve sıkça hükümeti savunma refleksleri geliştirdiklerine de şahit oluyoruz. Neticede kadroları ve ihaleleri hükümet dağıtıyor, bu “taraf seçme” dayatmasında ise alternatif yok. Bu kişileri büyülü “hizmet” kavramını artık hükümet üzerinden sürdürmeleri gerekiyor.

Hükümetin üst kademelerdeki “paralelci” tasfiyelerinde başarılı olma şansı yüksek ama yerlerini koruyanlar mutlaka olacak. Bu Cemaat için bir umut ışığı olsa da alt kademelerdeki memurların işleri ise çok daha zor. Öncelikle saflarını belli eder biçimde “tövbe etmiş” görünmeleri, “yükselme” veya “daha itibarlı bir yere atanma” ile koltuk ya da kadro kapma beklentilerini epeyce bir ertelemeleri gerekecek.

Fakat Cemaat için buradaki esaslı sıkıntı, “öğrenci bulma” da yaşanıyor. Cemaat evlerine yeni katımlar azaldığı gibi evlerden de büyük kopuşlar var. Evlerin neredeyse yarı yarıya boşaldığı söyleniyor; kendimiz de buna şahit oluyoruz. Hükümetin Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden illerde kurmayı tasarladığı “öğrenci evleri projesi” gerçekleşirse, Cemaat’in bu konuda daha da zor durumda kalacağı da gün gibi ortada.

Erdoğan ve hükümet tarafından 30 Ekim MGK Toplantısı ile resmiyet kazandırılmaya çalışılan “paralelci” adındaki “yeni düşman” algısı karşısında Cemaat güç toplamaya, tasfiyelerden kurtulmaya,  mensuplarının motivasyonunu ise diri tutmaya çalışacak. O motivasyonun haklı ve en kıymetli nesnesi ise siyasal iktidarların politikalarının “dönemsel” olduğu ama buna karşılık Cemaat’in uzun soluklu bir süreci içermesi. Yani “onlar nasılsa gidecekler fakat biz kalacağız” düşüncesini diri tutmaya çalışıyorlar. Zaten başka çarelerinin olduğunu da söylemek, şu durumda güç.

 * 9 Kasım 2014 tarihli BirGün Gazetesi, Pazar Fikir ekinde yayınlanan yazım. Linki: http://www.birgun.net/news/view/mgk-kararlari-cemaat-tabanina-nasil-yansir/8450