Çizgi Roman

Kimler yarattı?
Zagor ve Mister No'nun Bonelli'deki çizeri Alfredo Castelli, arkeolog Martin Mystere karakterini 1982'de çizer Giancarlo Alessandrini ile birlikte başlattı. Bu serinin en büyük özelliği ilk defa olarak klasik macera bağlantılarını yıkıp, popüler çizgi roman serilerini kültürel fikirlere açmıştır. Her sayı aslında tarihi, coğrafi, antropolojik ve sosyolojik merak açısından oldukça zengindir. Bu kültür aynı zamanda Bonelli imzalı çizgi romanlara geniş bir şekilde yerleşmiş ve karakterleri sayesinde yoğun bir ilgiyle karşılaşmıştır. Usta Castelli resimde, Elena Mirulla'nın çizimlerini gösterirken (üstte) görülüyor. Üstad Giancarlo Alessandrini ise bir hayranı için hatıra çizim yaparken (solda) karelenmiş.


Kimdir?
Martin Mystere birçok konuda uzmanlaşmış (arkeoloji, sanat tarihi, sibernetik) bir profesördür. Asıl uzmanlık alanı ise, "geleneksel bilim"in pek ilgilenmediği, ilgilendiği anlarda ise içinden bir türlü çıkamadığı esrarengiz, gizemli ve mistik konuların araştırılmasıdır. Bu sebeple kendisine "imkânsızlıklar dedektifi" adı verilmiştir. Ayrıca küçük kültürlerle de ilgilenip, 'her şeyi bilerek' kendisiyle görüşenleri şaşırtmayı sever. Ancak o kesinlikle bilgiçlik taslayan ve kibirli bir akademisyen de değildir. Mizahi açıdan zengin, kendi hatalarıyla ilgili şaka yapmayı ve kendisine takılmayı seven bir yapıya da sahiptir. Hayatının bir bölümünü ezoterik sırları öğrendiği ve mistik 'üçüncü gözü' kazandığı Tibetteki bir manastırda geçirmiştir. Onun çalışmaları ve araştırmaları, bilimin güldüğü ve dalga geçtiği konularda insanlara bilgi verir, farklı bakış açıları sağlar.
Dostları kimdir?
Martin'in asistanı Java, milyon yaşındadır: Aslında Java gerçek bir 'Neandertal İnsanıdır'. Amerika'ya Himalayalardaki keşfedilmemiş bir vadide saklı bulunan, gizemli 'Şeffaf Gölgeler Şehrinden' Martin tarafından getirilmiştir. Martin dramatik bir macera sonucunda Java'nın saygısını ve sevgisini kazanıp, bakımını üstlenir. Yaşlı adam modern medeniyete geldiğinde çok fazla problemle karşılaşmadan nasıl adapte olacağını öğrenir. Java dilsizdir ve kendini sağır-dilsizlerin kullandığı dille ifade eder; akıllı ve anlayışlıdır. Olağanüstü bir fiziksel kuvvete sahiptir ve birden çok kere Martin'i umutsuz durumlardan kurtarmıştır. Serideki diğer kahraman ise Mystere'nin sarışın, güzel, sosyal hizmet görevlisi olan nişanlısı Diana Lombard'dır. Diana genellikle Martin'in maceralarını paylaşır ve inatçı erkek arkadaşının parmağına yüzüğü geçireceği günü bekler.


Düşmanları kimdir?
Martin'in en göz korkutan düşmanı eski arkadaşı ve meslektaşı Sergei Orloff'dur. Orloff herkese göre saygı duyulan ve ve takdir edilen bir iş adamıdır, ancak Martin onun hırsını ve merhametsiz yapısını bilir. Orloff her ne kadar islâh olmuş ve 'Doğruyu' bulmuş gibi gözükse de sayısız macerada Martin, Orloff'la karşılaşıp onu öldürmeye çok yaklaşmıştır. Ancak Martin'in en tehlikeli düşmanının gerçek bir suratı yoktur: bu düşman gizli, güçlü ve hemen hemen görünmez bir organizasyon olan 'Kara Adamlar'dır. Bu organizasyonun amacı toplumu bilinen genel gerçeklere ve kabullere aykırı düşen keşiflerden korumaktır: bunlar sistemli bir şekilde uzaylılar ve kayıp medeniyetler; Atlantis ve Mu hakkındaki gerçekleri ve kanıtları saklarlar.
 
Türkiye Macerası
Martin Mystere 1982 yılında Alfredo Castelli ve Giancarlo Alessandrini tarafından yaratılmış bir çizgi roman kahramanıdır. İlk sayısı Nisan 1982'de İtalya'da Bonelli Comics yayınevinden çıkmış olup, iki yıl sonra Türkiye'de de yayın hayatına başlamıştır. O sıralar Türkiye'de çizgi-roman piyasasını elinde tutmakta olan Tay Yayıncılık tarafından çıkartılmaya başlanan Martin Mystere, bazı politik nedenlerden dolayı Türkiye'de "Atlantis" adı altında yayımlanır.  

Tay Yayıncılıktan çıkan 31 ve 50 sayılık iki serinin sonunda Martin Mystere de yayın hayatına son vermek zorunda kalır. Uzun bir süre yeni bir sayısı Türkiye'de yayınlanmayan Martin Mystere, 1990'larda AD\Doğan Egmont Yayıncılık tarafından yeniden, bu kez orijinal isim ve formatta basılmaya başlanır. 31 sayı süren bu seriden sonra, 2000'lerin başlarında Aksoy Yayıncılık tarafında basılan 15 sayıyla birlikte yayın hayatına ikinci kez ara verir. 2002 yılında Lal Kitap tarafından yeniden yayın hayatına dönen Martin Mystere, halen Lal Kitap tarafından çıkartılmaktadır.
 
Konusu:
Serinin kahramanı Martin (Jacques) Mystere bir çok konuda uzmanlaşmış bir profesördür. Bu konular arasında arkeoloji, antropoloji, sanat tarihi ve sibernetik sayılabilir. Fakat asıl uzmanlık alanı, esrarengiz konuların araştırılmasıdır. Bu sebeple "İmkansızlıklar Dedektifi" diye de anılır. Söz konusu esrarengiz konular, geleneksel bilim tarafından aydınlatılamayan konulardır.
 

 Serinin başlarında bu konular Atlantis ve Mu ile kısıtlıyken, ilerleyen bölümlerde kapsam genişletilmiştir. Ana fikir, başka gezegenlerden dünyaya gelip, geçmişte çok ileri teknolojik seviyelere ulaşmış uygarlıkların, savaşlar sonucu yok olduklarıdır. Martin, araştırmaları esnasında eski uygarlıkların kalıntılarını bulur, ama hemen her defasında Kara Adamlar tarafından kanıtlar yok edilir (Zaten aksi takdirde, keşfedilen şey dünyanın çehresini değiştirecektir. Bu da serinin sonu olur).
 
Çizgi Romanda Kim Kimdir?
Java
Martin'in Himlaya'lardaki bir macerası esnasında rastladığı Neanderthal insanlarından biridir. Martin'le birlikte modern dünyaya adım atmıştır. Altıncı hisleri çok kuvvetlidir. Şaşırtıcı bir gücü ve çevikliği vardır. Serinin ilk bölümlerinde Martin'e katkısı hemen her macerada altıncı hisleri ya da koku alma duygusuyla birilerini ya da birşeyleri bulmakken, ilerleyen bölümlerde, arkadaş ve yoldaş vurgusu artmıştır.

 
Diana
Martin'in uzatmalı sevgilisi ve en sonunda eşi Diana Lombard. Sosyal hizmetler üzerine çalışan güzel Diana, Martin'e aşıktır ama Martin'in oyalamaları sebebiyle uzun süre evlenemezler. Martin'in maceralarında ona sık sık eşlik eden güzel kadınları çok kıskanır. Zaman zaman ön plana çıktığı öyküler de vardır.


Sergej Orloff
Martin'in eski ortağı. Agartha'da Kut Humi tarafından birlikte yetiştirildikleri, Martin'in eski ortağıdır. Java'nın katıldığı macerada, "gücün kötü yanı"nı seçer. Bir macerada geçirdiği kaza sonunda yüzü yanar ve bir gözü ile bir elini kaybeder. Bundan hep Martin'i sorumlu tutar. Acımasız ve hırslıdır. Martin'le yolları zaman zaman kesişir. İlerleyen maceralarda Sergej karşımıza İtalya'da büyük bir teknoloji şirketinin sahibi olarak çıkar. Martin'e saygı duyar ve zaman zaman onu kurtarır. Daha sonrasında ise arkadaşlıkları yeniden başlayacaktır.

 
Travis
Martin'in polis müfettişi olan arkadaşı. New York'ta gerçekleşen ve polisle ilgili maceraların çoğunda yer alır.

Chris Tower
Eski CİA ajanı, "Altrove" (Türkçe çevirilerde "Başka Bir Yer" olarak geçer) isimli çok gizli devlet üssünün komutanı. Martin'in üniversiteden arkadaşıdır.



*************************************************************** 
 
Türkiye’de orta yaş kuşağının kıymetini en çok bildiği, karizması en tartışmasız olan çizgi roman kahramanlarından birisi Martin Mystere ise, diğeri de her ne kadar anti-kahraman olsa da kesinlikle Ken Parker’dır. Çocukluk ve gençlik günlerimize damgasını vuran, günümüzde bile dön dolaş aynı maceralarını okuduğumuz bu iki kıymet, yine aynı dönemlerde hayatımızda yer alan Teksas, Zagor, Kaptan Swing, Tommiks, Kinowa, Tom Braks, Kit Taylor, Zembla ve daha bir sürü fabrikasyon İtalyan çizgi romanlarıyla kıyaslanamayacak derecede bir entelektüel lezzet ve derinliğe sahiptir. Bu entelektüel altyapının sağlamlığı, kanımca bu iki çizgi romanın en önemli özelliği olmasının yanı sıra, okuyanlarda kişisel merakı ve keşfetme duygusunu ortaya çıkarmaları da önemli bir başka etken olarak sıralanabilir.
 
1977'de İtalya'da yayınlanmaya başlayan Ken Parker, yazar Berardi ve çizer Milazzo tarafından yaratılmış. Sydney Pollack'ın yönettiği “Jeremaiah Johnson” filminden esinlenerek tasarlanan Ken Parker yüzünü de filmin başrol oyuncusu Robert Redford'tan almıştır.
Ken Parker, diğer çizgi roman kahramanlarından farklıdır; bir anlamda anti kahramandır. Maceranın sonunda her zaman kazanmaz, dayak yer, cinayetle, mahkemelere çıkar, idamlardan kurtulur, türlü suçlarla suçlanır. Duyguları, zaafları olan, güçsüz düşebilen, yenilebilen bir insandır. Yalnız gezer, çantasında her zaman bir kitap taşır. En bildik karelerinden birisi de ormanda yanan bir ateş başında kitap okuyup, kahve içtiği karelerdir. Kadınlara karşı zaafı yoktur, ama bir çok çizgi roman kahramanı gibi cinsellikten arınmış ya da aseksüel bir tip de değildir. Aşık da olur, ilişkiye de girer.
 
 Maceraların diğer karakterleri de ne çok iyi ne de çok kötüdürler, sadece gerçekte olmaları gerektiği gibidirler. Onu çekici kılan şey, yaşadığımız hayatta karşılaşabileceğimiz kadar gerçek olmasıdır. Bu yüzden oldukça gerçekçi bir çizgi romandır Ken Parker. Maceralar Ken Parker'ın üzerine kurulu değildir. Bazen maceranın ortalarına kadar ona rastlayamayız. Çizgilerde özellikle görsellik ve sinematografi ön planda tutulmuştur. Öyküler klasik western formundan uzaktır. Edebi bir anlatım tarzı vardır.

Berarsi & Milazzo ikilisinin western edebiyatına muhteşem bir armağanı olan Ken Parker, uçsuz bucaksız ormanlarda ve dağlarda bireysel takılmaları, çizgi romanın her karesinde adalet kavramının önemini tepemize çivi gibi çakan sözleri, kimsenin bireysel tercihi ile ilgilenmeyen ama bunun yanında insanî ve ahlâkî duruşuyla da etkileyici bir karakterdir. Yerliler arasında “uzun tüfek” diye anılan Ken Parker, tüfeğinin verdiği adaleti sadece “kötüler” için kullanan, ihtiyacı veya mecburiyeti olmadığı durumlarda asla yaban hayvanlarına zarar vermeyen, ilk atımda vuramadığı hayvana ikinci kurşunu sıkmayan, kullandığı cümlelerde entelektüel mesajlar veren, hayatın her yerde ve şartta ne kadar zor olduğunu çizgilerle bizlere anlatan mitsel, olgun, sofistike bir anti-kahramandır aslında...

 Yakışıklılığı ile her karşılaştığı kadını etkileyen ama gönlü uzatmalı sevgilisi, tipsiz bir lolita olan Pat O’Shane’de olan Ken Parker, atının terkisinde her daim kitapları olan, ustaca kullandığı uzun tüfeği, ısrarlı bireysel yaşama isteği, özlü sözleri ve narinliği ile sıkı bir adam, velhasıl entelektüel bir cowboy’dur.
 
“YARGI” Adlı macerasından bir diyalog:
Kasaba meydanında toplanan oldukça kalabalık bir halk topluluğu bir idamı izlemektedir. Ve sonunda cellat sandalyeye tekmeyi vurarak işlemi bitirir. Yakında bir yerlerde:

Adam: Duydunuz mu? Gitti !
Ken Parker: Tatmin olmuşsunuzdur şimdi...
Adam: Hak ettiği cezayı buldu. Yoksa siz memnun olmadınız mı?
Ken Parker: Adaletin intikamdan farklı bir şey olması gerekir!
Adam: O cani, adil bir mahkemede yargılandı ve adil bir cezaya çarptırıldı!
 Ken Parker:  Belki bugün kentin yarısı, elleri ve ayakları bağlı bir çocuğun öldürülmesini seyretmek için meydanda buluştu... Böyle bir şeyi yapmaya midesi olan insanların, katil de olsa hiç kimseyi yargılamaya hakkı yoktur.

TARİHÇE:
Ken Parker, yazar Giancarlo Berardi ve çizer Ivo Milazzo'nun yarattığı çizgi romanın kahramanıdır. 1970'li yıllarda Türkiye’de  Alaska ismiyle yayımlandı. "Altın Seri" olarak bilinen 59 kitaplık serisi ve kronolojik olarak bu kitapların sonrasında yer alan büyük boy seri, Rodeo Yayıncılık tarafından yayınlanmaktadır. Kaliteli baskılarla ve orijinal kapaklarla çıkan Altın Seri, Mart 2009 itibarıyla 38'inci kitaba gelmiştir.
Bu seriler haricinde, Ken Parker'ın zaman yolculuğuna çıkarak 1990'ların İngiltere'sine geldiği, Dylan Dog ile ortak macerası, Rodeo Strip dergisinin ilk sayısında yer almıştır.

Ken Parker, "Collana Rodeo" adlı bir western antoloji serisinde yayımlanmak üzere yaratıldı, ancak daha sonra yayımcı, dizinin antolojiden bağımsız olarak yayımlanmasına karar verdi ve Haziran 1977'de Ken Parker efsanesi başlamış oldu. Dizinin hemen her bölümünde imzalarını gördüğümüz yazar Giancarlo Berardi ile çizer Ivo Milazzo bu çalışmalarıyla İtalyan çizgi roman tarihine geçti. Çizgi roman tarihinde (Jeremiah Johnson filmi esintisi ve Robert Redford'un yüz hatlarına sahip olan kahramanıyla) Ken Parker'ın kendine has bir yeri vardır: evrensel temalar (şiddet, ırkçılık, sömürü, kimlik arayışı) western kalıpları içinde karşımıza çıkar. Maalesef gerek yazarın talepleri doğrultusunda, gerek geniş çaplı bir okur kitlesi yakalayamamış olmanın doğurduğu sorunlar yüzünden ilk serisi 1984 yılında, 59. sayıda durdurulan çizgiroman, yayın hayatını antolojik dergilerle, "Ken Parker Magazine" ve 180 sayfalık özel sayılarla sürdürmek zorunda kalmıştır.

Kimdir?
Yaratıcısı Giancarlo Berardi şunları söylüyor: "Ken Parker, çağdaş sorunları olan çağdaş bir insan. Hiçbir güvencesi yok, geleceği oldukça meçhul; kendi belirlediği idealleri tutkuyla, ümitle, cesaretle ve acı çekmek pahasına da olsa korumaya çalışarak günübirlik yaşıyor." O, süper güçleri olmayan bir anti-kahraman karakterdir. (Yanından hiç ayırmadığı eski model Kentucky marka bir tüfekten aldığı adıyla) Uzun Tüfek, avcılık, ordu rehberliği, şeriflik, detektiflik ve yazarlık yaparak kazanır hayatını: şiddetin kol gezdiği eski, vahşi batıda (maceralarının başlangıç tarihi 29 Aralık 1868'dir) idealist, olumlu, cömert ve sevgi dolu karakterinden ödün vermeden sayısız işin altından başarıyla kalkan becerikli bir adamdır. 

 Tabiatla barışık yaşamanın ne demek olduğunu bilen ve elindeki silahı sadece korunmak ve karnını doyurmak için kullanan, avına tek el ateş edip vuramadığı takdirde ona kaçma şansı tanıyan tam bir idealist karakterdir. Maceralarının kalitesi ve (Teks ya da Zagor gibi klasik tiplerden hayli farklı) aykırı karakteriyle sayısı çok fazla olmayan ama kendisini çok seven bir hayran kitlesine ulaşmayı başarmış, çok sayıda makaleye ve incelemeye konu olmuştur.


Dostları Kimler?
Olaylar ve Birleşik Devletler'i baştan başa gezme arzusu Ken'in belli bir yerde uzun süre kalmasına engel olduğu için, maceralarda sürekli bir ikinci kişi yoktur. Yaşadığı maceralarda avcı Dashiell, öfkeli küçük kız Pat O'Shane, Eskimo Nanuk, küçük fahişe Lily gibi çeşitli dostlar edinir. Kısa bir süre için Hunkpapa yerlilerinin köyünde kalır, burada, Amerikan ordusunun köye düzenlediği baskında hayatını kaybedecek olan Tecumseh adında dul bir kadınla evlenir. Tecumseh'in (ilk evliliğinden olan) çocuğu Theba (Teddy adıyla) bugün Boston'da yaşamakta ve Ken'i öz babası olarak kabul etmektedir.
***************************************************************

Thorgal, Belçikalı yazar Jean Van Hamme ve Polonyalı grafik sanatçısı Grzegorz Rosinski tarafından yaratılan Belçika çizgi roman dünyasının en başarılı örneklerindendir.
Thorgal ilk olarak "Tintin" dergisinde 1977 yılında görülür. Daha sonra 1980 yılında Le Lombard yayınevi tarafından albüm formatında yayınlanmaya başlanır. Bugüne kadar birçok dile çevrilen Thorgal, farklı konuları ve efsaneleri tek bir çatı altında toplamayı başarmıştır. Kuzey, bir başka deyişle Viking mitolojisinden, Atlantis fantezilerine kadar uzanan bir çizgide bilimkurgu ve fantastik öğelerin karışımı olan Thorgal, aslında gerçek anlamda bir serüven serisidir. Ülkemizde ilk yayınlanmaya başladığı yıllarda Milliyet Çocuk ve Tercüman Çocuk dergilerinin iç sayfalarında kendisine yer bulmuştur.

Yalnızca "kolu güçlü, kılıcı keskin" olmakla kalmayıp gizemli bir kökene sahip olan kahramanımız, fantastik öykülerden bilimkurguya, korkudan serüven öykülerine kadar geniş bir yelpazede gezinir. Bu tür zenginliği içinde Thorgal albümlerinin ana karakteri, seriye adını da veren Thorgal Aegirsson'dur.

Fantastik öğelerin yoğun bir biçimde harmanlandığı öykülerde bütün macera soluk soluğa geçen bir "serüven" teması çerçevesinde ele alınarak işlenir. Viking savaşçıları tarafından  denizin ortasında hem de bu dünyaya aitmiş gibi görünmeyen bir vasıtanın içerisinde bulunan Thorgal, kuzeyin hırçın ve savaşçı halkı tarafından yetiştirilir.

Vikinglerin ona "yıldızların çocuğu" adını taktığı Thorgal'ın hem çocukken hem de yetişkin olduğunda başından inanılmaz olaylar geçer. İskandinav efsanelerinden, Atlantis anlatısından ve bolca da bilimkurgudan beslenen bu olaylar, Thorgal'ın Vikingler'den, hatta diğer insanlardan bile ne kadar farklı olduğunu anlamasını sağlar.

Vikingler tarafından büyütülen Thorgal cesur, yetenekli bir savaşçı olmasının yanı sıra mükemmel denebilecek okçuluk hünerlerine de sahiptir. Oysa ki Thorgal'ın yaşamdaki ana hedefi aslında kendisi ve ailesinin barış içinde yaşayabileceği huzurlu bir yer bulmaktır. Fakat sanki tanrılar onu lanetlemiştir ve bütün hayatı tehlike ve doğaüstü olaylarla çepeçevre kuşatılır. Gittiği her yerde bir başka bela onu bulur.
Thorgal maceralarında aseksüel bir tip değildir. Güçlülüğünü ve yakışıklılığını hissetirir ama kullanmaz. Kadınların aşırı ilgisini çektiği için pek çok kadın hayranı vardır. Fakat o karısına karşı olağanüstü bir bağlılık ve sevgi taşımaktadır.



Bu yüzden albümlerin bir başka ana karakteri ise, Thorgal'ın eşi olan Aaricia'dır. Aaricia, Deli Gandalf adlı bir Viking liderinin kızıdır. Bu sebeple o da bir erkek gibi silah kullanmayı iyi bilen bir savaşçı biçiminde yetiştirilmiştir. Türlü durumlarda ve tehlikelere karşı kendisini korumasını iyi bilir.





Thorgal'ın Aaricia'dan Jolan adlı bir erkek ve Louve adında bir kız çocuğu olmuştur. Her iki çocuğu da Thorgal'ın yıldızlardaki atalarından miras kalan değişik ve doğaüstü güçlere sahiptir. Bu güçler onlara, tıpkı Thorgal gibi, zor durumlarında yardımcı olmaktadır. Kızı Louve hayvanlarla iletişim kurma becerisine sahipken, oğlu Jolan güçlerini genelde çok kızdığında ya da herhangi bir ölümcül tehlikeye düştüğünde sergilemektedir.

1980'den 2006 yılına kadar Thorgal'ın 29 albümü yayınlanır. 2007 yılında yayınlanan 30'uncu albümde ise bir yol ayrımına varılır. Artık albümler Thorgal'ın oğlu Jolan'ın maceralarını kapsamaktadır. Ve öyküleri de Yves Sente yazmaktadır.





Thorgal'ı kısa bir süre ciltli ve albüm olarak yayınlayan köklü yayınevi Remzi Kitabevi'nden bayrağı devralan Çizgi Düşler yayınevi, bu alandaki yayıncılık hayatına Yıldızların Çocuğu'nun birbirinden sürükleyici ve heyecan dolu maceralarını yeni ve oldukça kaliteli bir formatla okurlarıyla buluşturmakla işe başla. Remzi Kitabevi, bu güne kadar çıkan 30 Thorgal albümünün ilk beşini yayınladı. 

Çizgi Düşler ise serinin diğer kitaplarını yayınlamaya devam ediyor. Her ciltte birkaç tam macera yer alıyor. Bu yayınevi, baskı kalitesi ve güzel kapak seçimleriyle Thorgal sevenlerin beklentilerini yeterince karşılıyor.








"Buzlu Denizlerdeki Ada" macerasından unutulmaz bir sahne... Thorgal, evleneceği gün iki kartal tarafından kaçırılan sevgilisi Aaricia'yı kurtarmak için kaçıranların peşine düşer. Türlü zorluklar sonunda  kartallara hükmeden demir maskeli savaşçı ile karşı karşıya gelir. Sevgilisini kurtarmak için maskeli okçu ile anlaşmaya çalışırken, Aaricia'nın ağabeyi Bjorn durumdan istifade edip bu gizemli savaşçıyı okuyla yere serer. Thorgal yere serilen kişinin kim olduğunu anlamak ve sevgilisinin nerede olduğunu söyletmek için maskeyi çıkardığında, bu gizemli savaşçının bir kadın olduğunu öğreniriz. Maceranın sonunda kadın savaşçının asıl amacını okuduğumuzda ise, Thorgal'ın geçmişine dair karanlık perdeler ortadan kalkacaktır.












***************************************************************

 ZAGOR TENAY, Darkwood adıyla anılan ama gerçekte olmayan Pennyslvania Eyaleti’nin kuzeyindeki bir ormanda yaşar. Asıl adı Patrick Wilding'tir. Ailesi ile birlikte yaşarken bir gün ailesinin trajik ölümüne tanık olur. Saleman Kinsky adlı birinin önderlik ettiği Abenaki Kızılderilileri ailesini yok etmiştir. İntikam duyguları ile dolup taşan Patrick Wilding, ormanda Wandering Fitzy adlı bir avcı tarafından bulunur. Fitzy ona ilerde kullanacağı meşhur baltasını kullanmayı ve daha birçok şeyi öğretir.
 
 Ormanın zor koşullarına uyum sağlamayı öğrenen ve bedensel açıdan güçlenen Patrick ölen ailesini unutmamış ve onların öcünü almayı hep kafasında saklı tutmuştur. Bir gün Saleman Kinsky'nin yaşadığı köyü bulur ve birçok yerliyi öldürür. Saleman'ı bulup onunla hesaplaşırken Saleman ona babası Mike Wilding'in günahsız birçok kızılderiliyi öldürdüğünü ve bunun öcünü aldığını söyler. Kafası karışan Patrick tereddütteyken Saleman ona saldırır fakat yetişen Fitzy buna engel olur, çıkan çatışmada hem Kinsky hem de Fitzy ölmüştür.

 Patrick artık yalnız kalmış ve birçok insanı öldürmüştür. Sonraları bir tiyatro grubuna rastlar, Sullivan ailesi ona birçok şey öğretir. Fiziksel olarak zaten güçlü olan Zagor öğrendiği akrobasi hareketleriyle yenilmez bir savaşçı olma yolunda ilerler. Ünlü kostümünü ona Sullivan'lar vermiştir. Kırmızı bir gömleğin üzerine stilize edilmiş bir kuş resmidir bu, altta mavi bir pantolon kostümünü tamamlar.

 Öldürdüğü birçok masum insanın acı veren hatırasından kurtulmak isteyen Patrick tek kurtuluş yolunun ancak adalete hizmetle olacağını artık kafasına koymuştur. Asla ırk ayrımı gütmeyeceğini ve sadece adalet yolunda hizmet edeceğine dair yemin eden Patrick, Darkwood Ormanı’na yerleşmeye ve burada otorite sahibi olmaya karar vermiştir. Bunun için Sullivan'lar ona yardım edecektir. Kızılderili şeflerinin yıllık toplantısında görkemli bir hile ve etkileyici bir kostümle ortaya çıkar. Adı “Baltalı İlah” anlamına gelen Zagor Tenay'dır artık.

Kendisine yer olarak Darkwood ormanındaki bataklıkta bir adacık üzerinde bulunan bir kulübeyi seçer. Yabancıların asla ulaşamayacağı ve tehlikeli bir coğrafyaya sahip bir mekandır burası. Burada sadık dostu Çiko ile birlikte yaşar.

 Fakat maceraların tümü Darkwood ormanında geçmez. Birçok kez arkadaşı Çiko ile birlikte uzun yolculuklara çıkarlar, sadece Pennyslvania eyaleti değil tüm Amerika kıtasında maceralar yaşarlar. Hatta gemi yolculuklarına çıkıp denizlere açılırlar. Oysaki bu diğer western kahramanları içinde görülmemiş bir olaydır. Üstelik klasik western temaları dışında korku, bilim-kurgu, metafizik gibi temalar maceralarda görünmekte bu da Zagor'u okuyucu gözünde oldukça çekici kılmaktadır.

Bu zengin coğrafya ve değişik temalar Zagor'u hep kolay okunan ama sağlam senaryo örgüsü ile okuyucuyu sıkmayan ve gittikçe karmaşık bir olgunun içinde sürükleyici bir hale getiren özelliği ile zirveye taşımıştır. Türkiye'de de Zagor hep en çok okunan çizgi roman kahramanı olmuştur.
Zagor fizik gücünün yanında aklıyla da savaşır. Birçok macerada bilek gücü ve cesaretinin yanında olayları tahlili ve çözümleriyle sonuca gitmeye ulaşır. Üstelik iki ırk beyazlar ve Kızılderililer arasında asla ayrım yapmaz. Bu özelliği ile Teks'e çok benzer, Kızılderililer ona hep adaletin gözeticisi gözüyle bakar. İki ırk arasındaki çatışmada öncelikle aklın yolunu ve zor olanı seçer. Onun için önemli olan Darkwood ormanındaki barıştır. Birçok macerasında haksız olan askerlerin karşısında Kızılderililerle beraber yer almıştır.

 Dışarıdan bakıldığında imkansızı gerçekleştiren bir süper kahraman gibi gözükse de, o bizden biridir. Zaten Zagor ve benzerlerini yakın bulmamızın sebebi, onların insani özellikleri değil midir? Yerine göre duygulu ve yerine göre korktuğunu gördüğümüz bu kahraman, aslında bu insani özellikleriyle çekici değil midir?
Zagor'un en yakın dostu Çiko'dur, her macerada onunla birlikte yer alır. Çiko Meksika'lıdır ve kimi zaman Zagor'un (Cico Felipe Cayetano Lopez y Martinez y Gonza...) bile tam olarak telaffuz edemediği uzun bir isme sahiptir. Doymak bilmeyen midesi onun en büyük özelliğidir. Beyazlar arasında doymak bilmeyen iştahlı adam olarak oldukça ünlüdür. Kızılderililer ise ona" küçük adam büyük göbek" takma adını takmışlardır.

İlk başta korkak gibi görünse de yeri geldiğinde Zagor için hayatını tehlikeye atmaktan çekinmez. Bazı maceralar Çiko ile başlar. Bu asıl maceraya okuyucuyu hazırlayan bir unsurdur. Çiko'nun akıl almaz beceriksizlikleri, doymak bilmeyen midesini doyurmak için harcadığı çabalar, kimi maceralarda ortaya çıkan ortak dostları Trampy ile birlikte kurduğu entrikalar hep bizi asıl olay örgüsüne hazırlayan hazırlık aşaması içinde yer alırlar.

 Macera içinde de Çiko'nun yaptıkları saymakla bitmez. Her yere yürüyerek giden kahramanlarımızdan sürekli Çiko'nun sızlanmalarını işitiriz.
Yorulan karnı acıkan Çiko bazı maceralarında sırf bu yüzden olayların içinde bulur kendini. Örneğin Zagor'un “Görünmez Adam”la olan macerasında terk edilmiş bir kiliseye sığınan kahramanlarımız harap kilise içinde üstelik görünmez bir adamla mücadele etmeye kendilerini hazırlarken Çiko sırf açlığını bastırmak için ona korkusuna rağmen gecenin ortasında çevreyi dolaşmaya çıkar.

 Bir başka macerada Zagor'un dostu Satko ile ilk karşılaştıkları macerada Çiko bir kasabada, sırf karnını doyurmak ve yiyecek bulmak için kasabanın kurucusunun kılığına girer. Ve tabii olay ortaya çıktığında kahramanımız temiz bir dayak yer. Hellingen ile ikinci karşılaşmalarını içeren maceranın hazırlık aşamasında ise Trampy ile birlikte kasabadaki evlerden çamaşır çalmayı bile dener.
Zagor'un Ninja'larla olan macerasının başında ise ucuz yemek yiyebilmek için iki lokanta sahibini birbirine düşürür. Yaptığı tüm komikliklerle birlikte Çiko, Zagor maceralarının ayrılmaz parçasıdır.

 TARİHÇE:
Zagor, bir çizgi roman kahramanı olarak 1961 yılında Mister No'nun da senarist ve çizerleri olan Sergio Bonelli ve Gallieno Ferri tarafından yaratıldı ve ilk kez okuyucu ile buluştu.

 Zagor, ABD'nin Pennsylvania eyaletinin kuzeyindeki Darkwood adlı düşsel bir ormanda yaşar. Asıl adı Patrick Wilding olan Zagor, henüz küçük bir çocuk iken anne-babası Darkwood yakınındaki evlerine Salomon Kinsky tarafından kışkırtılan Kızılderili Abenaki kabilesinin düzenlediği saldırıda öldürülür. Zagor nehre atlar, bir süre sürüklenir, daha sonra Nathaniel Fitzgeraldson (Fitzy) adındaki bir avcı tarafından farkedilerek kıyıya çıkarılır ve büyütülür. Fitzy ile geçirdiği yıllar boyunca avlanmasını ve balta fırlatmasını öğrenir. Ancak intikam ateşi de yüreğini kavurmaktadır. Birgün Salomon Kinksy'nin yerini öğrenir ve intikamını almak için Fitzy'den ayrılır. Gerçekleştirdiği bir baskınla Salomon'u ve beraberindeki kızılderileri öldürür. Ancak bu esnada Salomon'un babasını öldürme sebebini de öğrenir.

 Evlenmeden önce orduda rütbeli bir subay olan baba Wilding, Abenaki Kızılderililerine bir katliam gerçekleştirmiştir ve kendisinden de bunun intikamı alınmıştır. Karışık duygular içindeki genç Patrick uzun süre kendini toplayamaz. Bir gün ormanda kızılderili saldırısından hayatlarını kurtardığı bir cambaz topluluğu olan Sullivan'larla tanışır ve bu yeni dostarı kendisine Kızılderili Algonkin Kabilesinin dilinde "Baltalı İlah" anlamına gelen "Zagor Tenay" adını verirler. Zagor sergilediği birkaç numara ile Kızılderilileri kendisinin bir yarı-tanrı olduğuna inandırır ve barışın korunması için harcadığı çabaları sonucunda Darkwood'un egemeni olup bataklıkta bir kulübe inşa ederek Çiko ile birlikte oraya yerleşir.

Zagor'un en yakın dostu Çiko, çoğu macerada onunla birliktedir. Çiko Meksika'lı bir soyludur ve tam adı "Cico Felipe Cayetone Lopez Martinez ve Gonzales"tir. Oburluğu kendisinin bir zaafıdır. İlk başta yüreksiz biri gibi görünse de yeri geldiğinde dostları için hayatını tehlikeye atmaktan çekinmez. Sevimli, esprili, kültürlü bir karakter olarak serüvenlere renk katar.

 Türkiye'de 1962-1970 yılları arasında Ceylan Yayınları, 1970-1993 yılları arasında Tay Yayınları, Temmuz 1996-Ocak 2000 ayları arasında AD Yayıncılık, sonra Aksoy Yayıncılık, ve Nisan 2002'den itibaren Lâl Kitap tarafından yayınlanmıştır.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder