Heidegger’e
göre “vicdan”, insanda kaygı varoldukça gelişen bir şeydir. “Vicdan” insanın
özgür eylemidir, onun derinliği ve yüksekliği de bundan ileri gelir. “Vicdan”
daha doğrusu “vicdanın sesi” insana
suçunu bildirir, bu suç “burada-olan”ın kendisindedir. Biz istemeden kendimizin
seçmediği durumlar ortasında buluruz kendimizi ve üstesinden gelemeyeceğimiz
ödevlerle karşı karşıya kalırız. İnsan bu durumda kararlı olmalıdır, burada-oluşunun
getirdiği olumsuzluklara karşı kendini yenilgiye bırakmamalıdır. Heidegger
“alınyazını, ölümün bile söz konusu olsa, kendi eline al” der. “Vicdanın
sesini” bastırmaktansa vicdanlı biri olmaya hazır olmak gerekmektedir.
Kararlılık insanın yaşanını güçlükler
içinde de olsa eline almasını sağlar. “Dünyada-olma”nın bir kipi olan azim,
“Dasein”ı dünyasından yalıtmaz veya tamamıyla ayırmaz. Aksine “Dasein”ı
dünyasındaki özgün yerine, varolanlarla ilgiye dayalı özgül ilişkilerine ve
ötekiler ile meraka dayalı ilişkilerine geri döndürür. Azimli olmak, belirli
bir kapsam içindeki varoluşsal olanaklardan tasarıda bulunmayı içerir. Azim
kendi faaliyetinin bağlamını oluşturmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder