Sabah-Akşam somurtmuyoruz tabi ki... Hayatın "komik"/komikleştirilebilinen tarafları da var. Şu LİNK'teki http://skorer.milliyet.com.tr/inonu-yikilirken-para-basacak-/besiktas/detay/1655570/default.htm haberi okudum. Aklımda bir an şimşekler çaktı. "DERSİMSPOR'un ne eksiği var, bu takımın başı kel mi?" dedim. Oturdum, bir çırpıda aşağıdaki metni yazdım. Kanımca güzel ve de komik oldu.
Ama "alınganlar ülkesi" burası... Ne rezaletlerde "gık"ı çıkmayanlar, akıllara ziyan neleri önemsiyor, tahmin bile edilemiyor. Asla küçümsemeyelim, Dünya'nın öteki ucunda "bildik hassasiyetler" adına yaprak kıpırdasa burada kaşınan bir ahaliden bahsediyoruz. İnsanlara durumların "ne'liği" üzerine kafa yormak varken, hassasiyet mekanizmalarını çalıştırmak her zaman daha kolay geliyor. Doğu toplumlarının bir türlü sıyrılamadığı "çocukluk hastalığı" işte...
En temelde "felsefi düşünce yokluğuna" dayalı ve daha pek çok sebebi olan bir sorun bu. Lisede felsefe derslerine "Din Kültürü" hocaları, üniversitede "ilahiyatçılar" girerse, Türkiye'de bir felsefe geleneği yoksa aslında çok fazla beklenti içerisinde de olmamak gerekiyor. "Hassasiyetler"in, insaniyetin önüne geçtiği bir ülke burası, kimi zaman üslup ahlâkı örtüyor, "tatlı dil ve yılan" aforizmasıyla sosyal ilişkiler düzenleniyor... vs. vs.
Daha fazla uzatmadan mavraya başlayalım artık: Eğer Beşiktaş bu biçimde "para basacaksa", o zaman DERSİMSPOR stadı da yıkılsın,
- Arazi TOKİ'ye verilsin, mevcut araziye kendini dev aynasında gören AVM adlı mini marketler değil, adam gibi bir AVM açılsın. Toki başka bir yerde stad yapsın. Sonra da "stadı biz yaptık" diye çocukça sevinilsin,
- Mümkünse yeni stad, dağlar oyularak inşa edilsin. İçerisinde "dağ" kelimesi geçmeyen türkü bulmanın zor olduğu bir coğrafyada, stadın türkülere konu edilmesi böylece kolaylaşmış olsun,
- Arazi TOKİ'ye verilsin, mevcut araziye kendini dev aynasında gören AVM adlı mini marketler değil, adam gibi bir AVM açılsın. Toki başka bir yerde stad yapsın. Sonra da "stadı biz yaptık" diye çocukça sevinilsin,
- Mümkünse yeni stad, dağlar oyularak inşa edilsin. İçerisinde "dağ" kelimesi geçmeyen türkü bulmanın zor olduğu bir coğrafyada, stadın türkülere konu edilmesi böylece kolaylaşmış olsun,
- Yine de TOKİ'nin yaptıracağı bu stadın, teslim alınmadan önce giderine, drenajına falan iyi bakılsın, kontrol edilsin. Munzur kaldırmıyor artık... Birilerinin "göl olan" stadından dersler çıkarılsın, ele güne rezil olunmasın,
- Yeni stadın kapasitesi en az 30 bin kişilik olsun. Şehrin nüfusunun 32 bin olması önemsenmesin. Nasılsa yüzlerce daire yapılıyor, DERSİM gelişiyor(?),
- Efsane stadtan çıkan tuğlalar
"hatıra" amacıyla 8-10 misli fiyatlarla taraftara satılsın. Böylece tüplü TV'lerden
LCD'ye geçişte boşa çıkan danteller büfe içlerinde misafirlere sergilenecek bu tuğlalar
vasıtasıyla yeniden işlev kazansın,
- Mevcut sunî çim 6'şar metre karelere
bölünüp halı niyetine ihtiyaç sahiplerine bağışlansın, böylelikle önemli
bir "sosyal hizmet" yapılsın. Hatta Munzur Doğa ve Dağcılık Kulübü toplansın ve
büyük bir sürpriz yapıp "2013'ün Sosyal Hizmet Ödülü"nü DERSİMSPOR'a versin,
- Stadta sürekli konserler düzenlensin, FESTİVAL'in kavga dövüşü arasında festival listesine bir türlü giremeyip yıllardır kapıda bekleyen "örgütü olmayan" yetim yerel müzik grupları çağrılsın, yerel coşku 365 güne yayılsın,
- Metal çatı, bayrak ve kale direkleri sanayi odasına hibe edilsin, bunların törenle eritilmesi sonucu elde edilecek demir, sanayisi olmayan ama bir "Sanayi Odası" bulunan şehrin kurulacak ilk fabrikasına sermaye yapılsın, fabrikanın gelirine ortak olunsun, kulübe para aksın,
- Stadtan çıkan harfiyat 240 kişiye dağıtılsın, bunlar toprağı sermayeden sayıp 240 ortaklı MUNZUR TOPRAK PAKETLEME A.Ş.'yi kursunlar. Ama tarihten ders alınsın ve şirket kuruluş sözleşmesine "işçiler grev yapamaz yazılsın". Daha sonra "kutsal toprak" bu işletmede 10 g'lık poşetlere ayrılarak Avrupa'daki Dersim diasporasına satılsın, böylelikle yoktan varedilen MUNZUR SU A.Ş.'de olduğu gibi yeni bir efsane yaratılsın,
- Stad ile özdeşleşen ve 70'lerden kalma ATATÜRK portresi, ALEX'e gönderilsin DERSİM ismi Brezilya'da da marka yapılsın, bu gazla 3-5 "solcu" Brezilyalı topçunun aklı çelinsin, takıma güçlü bir altyapı sağlansın,
- Stadın emektar toplarını futbolcular imzalarsın, bu toplar Ankara, Kandil, İmralı ve Oslo'ya yollansın, PAX MUNZUR sağlansın,
- Seyirci oturakları Belediye'ye verilsin. Belediye, bunların yanına yavaş yavaş, birer birer lastik, direksiyon, motor, sac, cam, jant vb. alarak yaklaşık 10-12 yılda 1-2 otobüs sahibi olsun. Kulüp, bu otobüsleri kullanan yolculardan kişi başına gelir elde etsin.
- Nice zorlu ve unutulmaz maçlara sahne olan stad, tişört, poster, atkı, kalemlik, çakmak, anahtarlık vb. ticari ürünlerde yaşatılsın. Bundan sonra yapılan gösterilerde/protestolarda bunlar giyilsin, taşınsın ve sallansın,
- Stad yıkılasıya kadar yan taraftaki boş arazi üniversiteye verilsin, üniversite burada Dersim bölgesine ait "saf ırk" keçiler yetiştirsin. Yetişen ilk "saf ırk" keçilere "Munzurî" adı verilsin, kulübe üniversiteden keçi başına para gelsin,
- Stadın jübilesinde yapılacak son maçtan önce kulüp tarihinde Erzurumspor'a gol atan futbolculara çeyrek altın hediye edilsin. Bunların imzalayacakları formalar AVRUPA'daki Dersim gecelerinde açık artırma ile satılsın,
- Stadtaki son maç İran'ın Horasan şehri takımıyla oynansın. Maç illakî berabere bitsin. Dostluk ve tarihsel bağların yarattığı duygu zirve yapsın,
- Son maça gelenler 62. dakikada kaşkollerini sahaya fırlatsınlar, kaşkoller Japonya'daki deprem mağdurlarına gönderilsin. Bu yolla kurulacak köprü sonucu 40-50 yılda Japonya Alevileştirilsin, böylelikle Alevilerin de bir "kardeş ülke"si olsun,
- Yeni stada DEVRİM adı verilsin. "Futbol kitlelerin afyonudur" diye futbola ebediyete kadar uzak durması gerektiğini düşünen 70'lerden kalma Marksist'ler tribünlere kazandırılsın,
- Bunlara, meşreplerine göre, üzerinde Marx ve Lenin'in (hatta Stalin'in bile, belki de Trocki'nin de) resimlerinin olduğu kombine biletler ilk yıl bedava verilsin. Sonraki yıllarda bunlar için futbolla ilgili "rehabilitasyon kursları" açılsın, "futbol nedir ve nasıl oynanır?", "ofsayt nasıl olur?", "ünlü Marksist futbolcular kimlerdir?", "ne zaman 'goooolll' diye bağırılacak?" derslerde öğretilsin. İyi bir ek gelir kapısı yaratılsın,
Yaaaaaaaaani yenisi yapılana kadar "para basılsın". DERSİMSPOR kendisine 2023'te SÜPER LİG'de olacak biçimde hedef koysun!!!....
- Stadta sürekli konserler düzenlensin, FESTİVAL'in kavga dövüşü arasında festival listesine bir türlü giremeyip yıllardır kapıda bekleyen "örgütü olmayan" yetim yerel müzik grupları çağrılsın, yerel coşku 365 güne yayılsın,
- Metal çatı, bayrak ve kale direkleri sanayi odasına hibe edilsin, bunların törenle eritilmesi sonucu elde edilecek demir, sanayisi olmayan ama bir "Sanayi Odası" bulunan şehrin kurulacak ilk fabrikasına sermaye yapılsın, fabrikanın gelirine ortak olunsun, kulübe para aksın,
- Stadtan çıkan harfiyat 240 kişiye dağıtılsın, bunlar toprağı sermayeden sayıp 240 ortaklı MUNZUR TOPRAK PAKETLEME A.Ş.'yi kursunlar. Ama tarihten ders alınsın ve şirket kuruluş sözleşmesine "işçiler grev yapamaz yazılsın". Daha sonra "kutsal toprak" bu işletmede 10 g'lık poşetlere ayrılarak Avrupa'daki Dersim diasporasına satılsın, böylelikle yoktan varedilen MUNZUR SU A.Ş.'de olduğu gibi yeni bir efsane yaratılsın,
- Stad ile özdeşleşen ve 70'lerden kalma ATATÜRK portresi, ALEX'e gönderilsin DERSİM ismi Brezilya'da da marka yapılsın, bu gazla 3-5 "solcu" Brezilyalı topçunun aklı çelinsin, takıma güçlü bir altyapı sağlansın,
- Stadın emektar toplarını futbolcular imzalarsın, bu toplar Ankara, Kandil, İmralı ve Oslo'ya yollansın, PAX MUNZUR sağlansın,
- Seyirci oturakları Belediye'ye verilsin. Belediye, bunların yanına yavaş yavaş, birer birer lastik, direksiyon, motor, sac, cam, jant vb. alarak yaklaşık 10-12 yılda 1-2 otobüs sahibi olsun. Kulüp, bu otobüsleri kullanan yolculardan kişi başına gelir elde etsin.
- Nice zorlu ve unutulmaz maçlara sahne olan stad, tişört, poster, atkı, kalemlik, çakmak, anahtarlık vb. ticari ürünlerde yaşatılsın. Bundan sonra yapılan gösterilerde/protestolarda bunlar giyilsin, taşınsın ve sallansın,
- Stad yıkılasıya kadar yan taraftaki boş arazi üniversiteye verilsin, üniversite burada Dersim bölgesine ait "saf ırk" keçiler yetiştirsin. Yetişen ilk "saf ırk" keçilere "Munzurî" adı verilsin, kulübe üniversiteden keçi başına para gelsin,
- Stadın jübilesinde yapılacak son maçtan önce kulüp tarihinde Erzurumspor'a gol atan futbolculara çeyrek altın hediye edilsin. Bunların imzalayacakları formalar AVRUPA'daki Dersim gecelerinde açık artırma ile satılsın,
- Stadtaki son maç İran'ın Horasan şehri takımıyla oynansın. Maç illakî berabere bitsin. Dostluk ve tarihsel bağların yarattığı duygu zirve yapsın,
- Son maça gelenler 62. dakikada kaşkollerini sahaya fırlatsınlar, kaşkoller Japonya'daki deprem mağdurlarına gönderilsin. Bu yolla kurulacak köprü sonucu 40-50 yılda Japonya Alevileştirilsin, böylelikle Alevilerin de bir "kardeş ülke"si olsun,
- Yeni stada DEVRİM adı verilsin. "Futbol kitlelerin afyonudur" diye futbola ebediyete kadar uzak durması gerektiğini düşünen 70'lerden kalma Marksist'ler tribünlere kazandırılsın,
- Bunlara, meşreplerine göre, üzerinde Marx ve Lenin'in (hatta Stalin'in bile, belki de Trocki'nin de) resimlerinin olduğu kombine biletler ilk yıl bedava verilsin. Sonraki yıllarda bunlar için futbolla ilgili "rehabilitasyon kursları" açılsın, "futbol nedir ve nasıl oynanır?", "ofsayt nasıl olur?", "ünlü Marksist futbolcular kimlerdir?", "ne zaman 'goooolll' diye bağırılacak?" derslerde öğretilsin. İyi bir ek gelir kapısı yaratılsın,
Yaaaaaaaaani yenisi yapılana kadar "para basılsın". DERSİMSPOR kendisine 2023'te SÜPER LİG'de olacak biçimde hedef koysun!!!....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder